Moda sektörünün ünlü ismi Uğurkan Erez "Çağla Şıkel dünya starı olabilirdi" dedi ve ekledi: Cannes'da Naomi Campbell'ın menajeri 'Biz bu kızı istiyoruz, onu top model yapacağız' dedi. Ama Çağla ailesini bırakamadı. Onun gibisi 100 senede bir gelir
28 yıllık moda kariyerinde sayısız defileye imza atan, onlarca model yetiştiren Uğurkan Erez; bugünlerde 'Bugün Ne Giysem?' programında jüri üyesi olarak karşımıza çıkıyor. Üç yıl önce akciğer kanserini yenen Erez'le; moda sektörünü, beğendiği mankenleri ve hayallerini konuştuk.
Sağlığınız nasıl, iyi misiniz?
Özellikle son bir yıldır çok yoğun çalışıyorum ama bu şekilde mutlu oluyorum. Hastalığımdan sonra hiç bir şey yapamayacağımı düşündüğüm kötü günler yaşadım. Bir sene İzmir'de kaldım. Her gün Kordon'da yürüdüm, kendimi dinledim. İzmir'de rehabilite oldum. Dostlarımın baskılarına dayanamayıp döndüm. Mesela Özge Ulusoy "Gelmezsen ben de ajanstan ayrılıyorum" demişti. İyi ki de dönmüşüm.
SEVGİ ARSIZIYIM!
Kanser olduğunuzu ilk duyduğunuzda neler hissetmiştiniz?
Ben hayata bağlı, pozitif bir adamım. Her tür hastalık aklıma gelirdi de, kanser olacağımı düşünmezdim. Benim babam da akciğer kanseriydi. 1970'lerde erken teşhis çok zordu tabii, benimki erken fark edildiği için kurtuldum. Bu hastalığı yenmede psikoloji çok önemli. Eğer yanımda 'vah vah' diyen kişiler olsaydı, atlatamazdım. Üçüncü senem doldu, tedavilerim devam ediyor. Öyle bir yaşam gücü var ki üstümde; ikinci defa hayata gelmiş gibi hissediyorum kendimi.
Popüler olmayı seviyor musunuz?
Çok büyük keyif alıyorum çünkü ben sevgi arsızıyım. İnsanlarla aramda karşılıksız bir sevgi var. Onlarla resim çektirmek, alkışlanmak çok hoşuma gidiyor.
Moda denince ilk akla gelen isimlerden birisiniz. Neden bu kadar talep görüyorsunuz?
İlk akla gelen isimlerden biri olmak bana inanılmaz gurur veriyor. Bu kadar talep görmemin sebebi de, 28 sene ayakta kalabilmem. Çünkü bu işi yapanlar geliyorlar ve gidiyorlar. Ben 28 senenin deneyimini taşıyorum omuzlarımda. Hâlâ ayaktayım ve yaptığım her şey farklı!
ADRIANA'YI FAZLA BÜYÜTÜYORUZ
Türk modasının, modacıların ve mankenlerin yurt dışında tanınması için büyük çaba gösteriyorsunuz. Neden bir top model yaratamadık biz?
Hakan Yıldırım ve Arzu Kaprol, Paris'te defileler yapıyor. Bu kolay değil! Eskiden biz oralara giremezdik ama şimdi kendimizi ispat ettik. Bence Çağla Şikel bir dünya starı olabilirdi çünkü buna ben şahidim. Çağla'yı yıllar önce Cannes'a bir defileye yolladım. Defileden sonra Naomi Campbell'ın menajeri Ricardo Gay, "Biz bu kızı istiyoruz. Onu top model yapacağız" dedi. Ama o, ailesini bırakamadı. Gitseydi, bugün dünya starı olmuştu. Ama dışarıda çalışıp başarı kazanmış isimler var; Şebnem Tan, Ebru Ürün, Tuğçe Kazaz, Yüksel Ak gibi... Dünya starı yaratamamamızda biraz da geleneklerimize ve göreneklerimize bağlı olmamızın etkisi var. Kızlarımız biraz çekiniyorlar.
Şimdi baktığınız zaman o standartlarda kimi görüyorsunuz?
Özge Ulusoy, Merve Büyüksaraç, Alona Kral. Aldı başını gidiyor bunlar...
Ülkemize de gelen Adriana Lima, Alessandra Ambrosio gibi modelleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Neden bu kadar büyütülüyorlar sizce?
Bu PR yani tanıtım meselesi. Herkes Victoria's Secret defilesinden bahsediyor. Ver sen bana 5 milyon dolar, bak neler oluyor? Biz yabancıları çok seviyoruz. Halbuki yabancı manken koreografi bilmez; üç gün çalıştırman lazım. O kadar zaman yok ki! Yabancı mankenler sadece 'yürü-durdön' bilir. Bu yüzden ben hep Türk kızlarını tercih ederim. Bu dediğin isimler zaten iç çamaşırı mankeni. Onları bizden başka tepelere çıkaran da yok! Türkiye'de iç çamaşırı mankeni olmadığı için bu kadar büyütülüyorlar. Bizim kızlar defileye iç çamaşırıyla çıksalar, kim bilir neler yazılacak. O kız bir gün evlenecek. Ne de olsa tutucu bir milletiz, Müslüman ülkede yaşıyoruz.
.
0 yorum:
Yorum Gönder