7 Nisan 2012 Cumartesi

Buse Terim: ''Galatasaray benim ailem''






Blog tutmaya nasıl karar verdiniz?

Amerika'da okurken blog tutmaya başladım. Keşfettiğim şeyleri herkesle paylaşmak istiyordum. Bazı takip ettiğim yabancı siteler vardı, bu siteleri de inceleyerek daha farklı yerlere taşıdım blogumu. İlk başta profesyonel olarak başlamadım ama şimdi günde 20 bin ile 30 bin arasında kişi ziyaret ediyor.

Amerika'da ne üzerine eğitim aldınız?

4 sene New York'ta moda, tasarım ve yöneticilik üzerine eğitim aldım. Orası başka bir dünya o havayı solumak, insanların giyim tarzlarını incelemek, dergileri karıştırmak, sokakta yürümek bile, modayla ilgili insana farklı bir bakış açısı kazandırıyor. Derse giderken bile çok farklı şeyler keşfediyordum. Kendime birçok şey kattım hayatımın en önemli 4 senesini geçirdim.

New York'taki hayatınızı özlüyor musunuz?

Özlüyorum zaman zaman. New York'ta olduğum sürece Dolce Gabbana, Burberry'de staj yaptım. Türkiye'de ise Ralp Lauren'de ve Elle dergisinde staj yaptım. Türkiye'ye dönmeden önce bir sene New York'ta çalışmak istiyordum. Çalışma vizemi de almıştım. Sonra buraya dönmeye karar verdim.

Türkiye'ye dönme kararınızda ailenizin etkisi oldu mu?

Ablam da Amerika'da okuduğu için ailem bize biraz hasret kaldı. Ailem New York'ta çalışmamı, oradaki çalışma ortamımı görmemi çok istedi. Ama dönme kararımı desteklediler. Ailem her seçimimde, arkamdadır. Onlar olmasa bugünlere zor gelirdim. Yapmak istediğim hiçbir şeyi engellemediler. Blogumla ilgili de bana eleştirilerde bulunuyorlar. Blog konularımda onlarda var. Annemin hazırldığı sofraları, ablamın düğün detaylarını ve babamın gardırobunu blogumda paylaştım.

Bir de blogunuzda ünlülerin gardıroplarını incelediğiniz bir köşe var sanırım...

Aslında bu işin ucunu babam açtı bana. Normalde kimseye yapmayacağı bir şeydi... Güzel tepkiler alınca fenomen oldu.  Murat Boz, Burcu Esmersoy, Demet Akbağ'ın kıyafetlerini fotoğraflayarak blogumda paylaştım. Sırada Kıvanç Tatlıtuğ var, yeni bir eve taşınacakmış onu bekliyorum. Blogla özdeleşen bir bölüm oldu, magazine kaçmadan modayla özdeşleşen ne yapabilirim diye düşünürken gardıroplarını incelemeyi düşündüm.

Beş senelik planlarınız arasında neler var?

Kendi markamı kurmak istiyorum. Blogumu internet sitesi haline getirmek istiyorum.  Kendi markamı kurduktan sonra stil danışmanlığı yapmak istiyorum. Şu an babama stil danışmanlığı yapıyorum. Gelecekte bunu daha da geliştirmek istiyorum.

Babanız Fatih Terim memnun mu stil danışmalığınızdan?

Memnun gibi duruyor şimdilik. (gülüyor) Ona seçtiğim kıyafetlerden olumlu tepkiler alıyorum. Beğendiğim ve giymesini istediğim her şeyi kabul ediyor. O yüzden bende beğendiğini düşünüyorum.

Kendi stilinizi nasıl tanımlıyorsunuz?

Yerine göre spor, yerine göre şık olarak tanımlıyorum. Vücuduma olmayacak kıyafetleri zorlayamam giymek için... İlla bir kıyafet moda diye vücuduma uygun değilse giymem.

Ünlü bir babanın kızı olmanın avantajları ve dezavanatajları neler?

Hayatıma getirdiği dezavantajları, büyük bir sorumluluk olarak değiştiriyorum. Bazen bazı şeylere çok dikkat etmek zorundasınız. Babamın kızı olmak büyük bir gurur her zaman bunu söyleyeceğim. Terim soyadını taşıdığım için çok mutluyum. Bu sorumlulukları elimden geldiğince taşımaya çalışıyorum.

 Kızı Buse Terim'in gözünden Fatih Bey'i dinleyecek olursak...

Babamı anlatacak kelime bulanıyorum. Dışardan görünen Fatih Terim'in dışında benim gözümde gördüğüm bir babayı anlatmaya kelime yetmiyor. Keşke her baba onun gibi olsa. Çok şefkatli, naif, çok iyi niyetli, anlayışlı ve iyi kalpli bir baba. Yeri geldiği zaman tabiiki sert, kendi yanlışını doğrusunu anlatabilen bir baba... O yüzden onun kızı olmak bu hayatta benim en gurur duyduğum şey...

Koyu bir Galatasaray'lısınız. Galatasaray sizin için ne ifade ediyor?

Galatasaray hayatımın bir parçası. Günlük hayatımda yaptığım şeylerden biri haline geldi. Onunla birlikte yaşıyoruz. Aile olarak da çok heyecanlı yaşıyoruz sevgimizi. Galatasaray benim için her şey, ailem gibi...

Çocukluğunuzda babanızla ilgili sizi gülümseten bir anı var mı?

Babam kamplardan ya da maçlardan her geldiğinde beni kucağına alıp araba kullandırırdı. Hep omzuna ya da kucağına alırdı. Küçüklükten beri çok babacıydım. Babam  ''Seni hiç sırtımdan düşürmezdim'' diye anlatır.

Annenizle ilişkiniz nasıl peki?

Anneyle daha dost gibiyiz. Onunla daha çok sırlarımı paylaşırım. O en yakın arkadaşımız... Annemiz evimizin direği gibi. Daha geride dursa da babamı da bizi de çekip çeviren annem.

Ablanız Merve Hanım evlendikten sonra babanız size daha mı düşkün oldu?

Ablam gittikten sonra  babamın bana daha çok düşkün olacağını tahmin ediyordum. Ama hala ablam bizim evde gibi hiç öyle hissetmiyoruz. Eniştem de ailemizin bir parçası gibi...

0 yorum:

Yorum Gönder