21 Nisan 2012 Cumartesi

KENAN İMİRZALIOĞLU UZUN SÜRE SONRA KONUŞTU BÖLÜM 2



MUTLU OLMAYI UNUTTUK 
 İlgini çeken öncelikle hikaye miydi, Osman Sınav faktörü müydü?Bu Mustafa Kutlu’nun bir hikayesi, Osman Abi (Sınav) 2002 yılında vermişti bana okumam için ve çok sevmiştim. O günden beri de konuşuyoruz bu hikayeyi. Onun o yaşam coşkusu, hayata bir çocuk gibi, her an güzel bir şey olacakmış gibi bakması beni etkiledi. Çünkü küçük şeylerden mutlu olabilme becerisini unuttuğumuzu düşünüyorum.
 10 yıl neden beklediniz peki? 
Deli Yürek’in arkasından yapacağımız ilk sinema filmi bu olacaktı, fakat senaryosu bir türlü oturtulamıyordu. Senaryoya dönüşümü zor olan bir işti. Sonra araya ‘Bumerang Cehennemi’ girdi. Geçen sene “Yazdırdım senaryoyu, bak bakalım” dedi, okuyunca “Tamam, kitabın ruhu geçmiş” dedim, yola çıktık.
 Yani ‘Uzun Hikaye’ araya girmese dinlenecek miydin?Film olmasaydı başka bir şeyler olabilirdi.
 Yani durmazdım, diyorsun?Durdurmazlardı! (gülüyor)
 Vaaay, bu noktaya gelmek güzel şey. Hayalini kurmuş muydun bu noktanın?Açıkçası hiç öyle hedefler koymadım kendime. Sadece durumlar karşısında kendi tavrımı, hissiyatımı koydum ortaya, inandığım şeyler de beni bu noktaya getirdi. Ama kendime hep sordum “Senden oyuncu olur mu?” diye. Mesela dört yıl ‘Deli Yürek’te oynayıp 40 milyon kişi beni alkışlarken; ben “Sadece doğru bir hikayeyle buluştun Kenan, senden gerçekten oyuncu olur mu?” diyordum.
 Yani bu kadar ayakların yere sağlam basıyordu öyle mi?Tabii ki çünkü ben matematik okumuş bir adamım, ‘Dayı’nın dediği gibi, “Şüphe her zaman kulağımın dibindedir.” Kendime şüpheyle baktım çünkü buna net karar verip yolumu belirlemeliydim.
“HALA ARIYORUZ KENAN” 
 ‘Tamamdır, bu yolda devam et’ dedirten ne oldu peki?2005′te Amerika’ya gittim, orada Actors Studio’da 35 yıl aktörlük yapmış önemli bir hocadan ders aldım. Türkiye’deki durumumu bilmeyen, beni bilmeyen bir insanın gözünden bilmek istiyordum durumumu. Ona önce ilk filmimi, sonra ikinci filmimi verdim. “Sen sadece çalış” dedi bana.
 Sen kendini ne zaman onayladın, ‘tamamdır’ dedin peki?O yolculuk hep devam edecek. Haluk Abi’ye (Bilginer) “Abi ne kadar güzel oynuyorsun” dediğimde, “Arıyoruz Kenan” dedi. Haluk Bilginer arıyoruz derken ben ne diyebilirim ki Şirin! (gülüyor)
 İlle de vardır ‘oldu işte’ dediğin bir zaman?‘Yazı Tura’ filmi o güveni verdi bana.
YENİLENEN BİR MARKANIN YÜZÜ OLMAK HOŞUMA GİTTİ
 İlk kez bir erkek giyim markasıyla çalıştın sanırım. Nasıl olmuş da seni kaçırmışlar?Kip’e kısmetmiş! Teklifler vardı ama çok istediğim bir iş olmadı bugüne kadar. Kip çok saygın bir marka, bana da çok saygın bir şekilde yaklaştılar. 30 yıllık bir firmanın yenilenme sürecinde birlikte çalışmak hoş oldu. Yani benim için sadece para işi değildi bu; markalarını getirmek istedikleri yerle beni özdeşleştirmeleri hoşuma gitti.
 Bir markanın yüzü olmak, onun sorumluluğu nasıl bir şey?Onlar zaten benim var olan halimden memnun oldukları için ekstra bir şey yapmıyorum. Sadece sık sık onların kıyafetlerini giyiyorum, çok şık ve kaliteli kıyafetleri var.
 Kip ilanlarında nasıl bir adamı temsil ediyorsun?Tek başına ama yalnız değil. Çantası yanında çünkü maceraya açık yani her an gidebilir. Kendinden emin ve mutlu.
 Modayı takip eder misin?Trend yaratan yerlerden, bilinen markalardan alışveriş yaptığım için modayı da takip etmiş oluyorum dolaylı olarak.
 Aslında şöhretli isimlerin giydikleri moda olmuyor mu genelde?Evet, modayı biz mi takip ediyoruz bizden mi moda çıkıyor bilmiyorum aslında. (Gülüyor) Şaka bir yana, modayı takip etsem de geçişleri çok hızlı yapamıyorum. Mesela geniş paçadan dar paçaya çok hızlı geçenlerden değilim, göre göre alışırsın ya, ben onlardanım işte.
 Çekimlerde seni zorlayan kıyafet oldu mu?Olmadı çünkü Kip’in Türk erkeğini zorlayacak bir tarzı yok; daha çok yenileyecek, yeni şeyler katacak renkleri, çizgisi ve kalıpları var. ‘
asla giymem’ demem…
Spor giyinen biri misin yoksa ciddi takılmayı mı seversin?Genelde sporumdur; kumaş pantolon ve takım elbiseleri özel hayatımda az kullanırım.
 Hayatta giymem dediğin ne var?Moda öyle bir şey ki bütün kalıplarınızı değiştirebilir, o yüzden ‘asla giymem’ demem hiçbir zaman!
 Senin için trendleri takip eden, zaman zaman dolabını yenileyen bir imaj danışmanın var mı?Sürekli biri yok fakat alışveriş yaptığım yerlerde, sözlerini ciddiye aldığım, önerilerine güvendiğim insanlar var, onları dinlerim.
 Kendine en çok ne alırsın?Ayakkabı! Ayağım 46 numara olduğu için, beğendiğim ayakkabıları buldum mu kaçırmıyorum.
 Kendine en son ne aldın?Baharlık kaban aldım.
 Aksesuvar kullanmayı sever misin?Bir tek saat kullanırım.
İMİRZALIOĞLU’NUN ‘EN’LERİ
 En son okuduğun kitap?Bulgaristan’daki göç üzerine bir kitap, biraz da Şeyh Bedrettin.
 En son izlediğin film?‘Artist’i izledim.
 En son aldığın/ dinlediğin albüm?Erkan Oğur’un yeni albümü.
 Hayattaki en büyük zaafın?Ailem! Bir taraftan çok güçlü olduğum yer, bir taraftan Allah korusun, onlara bir şey olması en büyük korkum.
 En zayıf noktan?Acıktığımda gözüm hiçbir şeyi görmez. Kan şekerim düştüğü için son derece tahammülsüz olurum. Böyle anlarımda muhabirler üzerime geldiği zaman sonradan pişman olacağım şeyler yapabiliyorum.
 En büyük pişmanlığın?Sigara içmek!
 Hakkındaki en büyük şehir efsanesi nedir?Amsterdam’da evlenmem (gülüyor)
 En sevdiğin yemek? 
Zeytinyağlı enginar. Çok severim.
 En son ne zaman/ neye güldün?‘Yalan Dünya’ya.
 En son ne zaman/ neye ağladın?‘Uzun Hikaye’de bir sahnede.
 En sevdiğin tatil yeri?Uzakdoğu.
 Seni en çok çileden çıkaran şey?Küstahlık.
 En çok kimin hayatını oynamak isterdin?Şems.
SIT-COM BANA ÇOK
 Oturup keyifle dizi izleyebiliyor musun, işine yabancılaşıyor musun?Bizim, kendimizi o büyüye kaptırıp dizi izlememiz çok kolay değil. Arkada olanları tahmin ediyorsun, teknik durumlara takılıyorsun falan… Zevksiz yani. Çok fazla dizi izlemeyi de tercih etmiyorum, bu ara bir tek ‘Yalan Dünya’ya bakıyorum. Arkadaşım Olgun Şimşek de var içinde, keyifle izliyorum.
 Sit-com sana çok mu uzak?Yakın dersem yalan olur ama eğlenceli bir işte olmak isterdim.
 Konuk oyuncu olsan ne güzel olurdu aslında…Şimdi kapı açma buradan. (Gülüyor)
ALLAH’INDAN BULSUN! 
 Bugüne kadar oynadığın karakterlerden en çok hangisi sana benziyordu?Ezel’in intikam alırken rakibini yere düşürdükten sonra ona kıyamaması, vuramaması bende de vardır. Haksızlığa uğrasam bile, karşımdakinin hali kötüyse ‘Allah’ından bulsun’ dediğim olmuştur.
 En sevdiğin karakterin?Yandım Ali’den çok keyif almıştım. ‘Kabadayı’ filmindeki Devran da çok sevdiğim bir işti.
 Çalışmayı istediğin bir yönetmen?Memleketimizde çok değerli yönetmenler var; Nuri Bilge Ceylan, Zeki Demirkubuz, Çağan Irmak, Yavuz Turgul, Ferzan Özpetek ve Reha Erdem… Çalışmak isterdim onlarla. Bir gün çalışacağımızı da biliyorum…


ŞİRİN SEVER/GÜNAYDIN

0 yorum:

Yorum Gönder